Çelişki ve İşbirliği

Tarık Tufan’ın Anna şiirini İsmail KILIÇARSLAN’ın yorumuyla dinlemeyi hep sevmişimdir.
“Biz her şeye,
esirgeyen ve bağışlayan,
çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
hep esirgeyen ve hep bağışlayan rabbin adıyla başlayan adamlarız anna.”
Aklın ve Kalbin, hem büyük bir çatışma hem de aynı çatışma anında çok büyük bir işbirliği içinde olduğunun idrakine vardığımızda ufkumuz bir kat daha artıyor. Kalp etmek ile akletmenin farklı kavramlar olduğunu bir kez daha anlıyoruz.
Meseller, meseller üstüne geldikçe, daha iyi idrak ediyoruz bu kavramı. Duygusal anlamda kızmak, utanmak, sevmek, sinirlenmek bunların hepsi insani, aynı zamanda bu duygular içerisinde olmanız aklen yapılması gerekenleri engellemiyor, en azından bizim için, yani aklen önemsenmeyecek bir konu olduğunu bilmeniz, buna kani olmanız ve buna göre adımlarınızı atmanıza rağmen canınız acıyabiliyor. Şu güzel düşünceyi çok ama çok seviyorum,
“Bunların (herhangi bir olayın) önemli olmadığını biliyorum. Yarın, bunlar ile ilgili çok ama çok az hatıra kalacak aklımda, ama durumun bu şekilde olması şu anda canımın yanmayacağı anlamına gelmiyor.”
Aslında bu acıtma düşüncesi, ayrı bir pencerenin kapılarını açıyor insana. Hala duygularının olduğunu, bu kapitalist dünya içinde hala insan kalabilmiş olduğunu gösteriyor.
Çok büyük dişlilerin arasında olupta, bu dişli sistemini fark etmemiz ve bu sistemin dışına çıkma düşüncesine sahip olma basiretini gösterebilmemiz, çelişki gibi gözüken işbirliklerini bizim anlamımıza fırsat veren Allah’ın bir hikmetidir.
“Önemli olan bilgiye sahip olmak değildir, hikmete sahip olmaktır”

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir